4 Ocak 2011 Salı

Bir Öykü Kitabı

"Bir öykü kitabını mı yoksa bir romanı mı okumayı tercih edersin?" diye sorulsa, cevabım hiç düşünmeden "Roman okumayı tercih ederim," olur. Dört beş sayfalık, bana göre, kısa süreli bir keyiftense, dört yüz sayfalık uzun bir yolculuğa çıkmayı tercih ederim. Bu nedenle de, genelde, okuduğum romanların sayısı,  okuduğum öykülerden fazla olmuştur. Ancak 2010'un son günlerinde aldığım, Murat Gülsoy'un "Tanrı Beni Görüyor Mu?" adlı öykü kitabı, öykülerle yeniden yakınlaşmamı ve öykü okumanın da, kısa da olsalar, çok keyifli olduğunu bana hatırlattı.

Murat Gülsoy'un öykü kitabı, ilk bakışta, öykülerin adlarıyla çok ilgi çekici bir hal kazanmış. Benim kitabı satın alma ve okuma tecrübemde, "Tanrı Beni Görüyor Mu?" başlığı oldukça belirleyici oldu diyebilirim. Sanki kitapta bu sorunun cevabı saklıymış gibi davrandım, kitabı alırken ve okurken. Bu arada kitaba adını veren "Tanrı Beni Görüyor Mu?" adlı öykü, kitabın son öyküsü. Ve ben çok sabırlı davranarak, sözkonusu öyküyü ilk okuma şansımı kullanmayıp, son ana kadar bekledim. Zaten "Tanrı Beni Görüyor Mu?" adlı öyküye kadar olan yolculukta yer alan öyküler, bir süre sonra okuyucuyu öyle içine alıyor ki, "Tanrı Beni Görüyor Mu?" sorusu ve buna okur olarak verilmeye çalışılan cevap, geri plana atılıyor diyebiliriz.

Öykülerde, bana göre, temel nokta, rüya ile gerçekliğin arasındaki ince sınır, bu sınırın belirsizliği ve bu belirsizlik içerisinde, hayatı algılayışımız. Rüya sandığımızın gerçek, gerçek sandığımızın rüya olması, rüya gerçekler, gerçek rüyalar içerisinde yaşam. Bunun yanısıra, genel olarak tüm öykülerde kendini hissettiren, bir diğer nokta da, kimlik meselesi, benim için. Şöyle ki, bir şeyi söylememiz ya da başkalarının söylemesiyle, o şeyin kimliğimiz, hayatımız haline gelmesi.Örneğin, bizi hiç tanımayan bir insanın "Ne iş yapıyorsunuz?" sorusuna, vereceğimiz "Doktorum," cevabı, evet bizi doktor yapmaz ama karşı taraf açısından algılanışımızı, hayattaki yerimizi değiştirebilir. Bir bakmışız, bir doktor gibi yaşıyoruz. Ya da, herkesin, sizin bir öykünün kahramanı olduğuna inandığını ve onları aksine ikna edemediğinizi düşünün, siz bile farkına varmadan, bir öykü kahramanı gibi yaşamaya başlayabilirsiniz. Okuduğunuz öykülerin kahramanı olabilirsiniz.

Yukarıda da belirttiğim gibi, Murat Gülsoy'un öykü kitabı, rüyayla gerçeklik, farklı kimlikler, farklı anlatım biçimleri, farklı algılar, farklı arayışlar içerisinde, bana göre, okuru son derece ilginç bir dünyaya götürüyor. Ve unutmadan "Tanrı Beni Görüyor Mu?" adlı hikaye, kitabın kesinlikle son okunması gereken hikayesi, kitabın bitişine şahane bir nokta koyuyor.

Berna

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder